Cuma, Mart 10, 2006
Tantuni Sanatı
Evet... "Evlilik sanatı", "Mutlu Olma Sanatı", "Sevişmek, sanat mıdır, spor mudur?", "Sanatsa sanat için midir, toplum için midir?", "Sporsa kime ne faydası var?" gibisinden milyonlarca zırvalık yetmedi... Dimağlara sinmiş, bu anlatım kısırlığı, benzetme kabızlığı bana kâfi gelmedi. O yüzden böyle bir başlık attım.

Şimdi kutsal kitap ağzıyla konuşmak gerekirse: Şüphesiz ki, tantuni güzel bir şeydir. İyi tantuni bulunca herkes yemelidir. Ama kötü yapılmış olanı da, insanı hayattan soğutur.

Mersin orijinli bir besin maddesi olması dolayısıyla, doğal olarak en güzel örnekleri Mersin'de sergilenmektedir. Hacı Özkan'ın yaptığı tantuni, dünyaca meşhur olmuştur. Öyle ki, Trinidad Tobago'dan kalkıp, tantuni yemek üzere Hacı Özkan'ın dükkanının bulunduğu Camişerif Sokağı'nı dolduran, belediyenin ve jandarmanın ortak çabalarına rağmen izdihama yol açan bir kitle mevcuttur. Hacı Özkan'ı, manevi babaları olarak gören Trinidad'lılar, her sene paskalya öncesinde Mersin'e gelmeye başlar.

Elbette hepiniz biliyorsunuz ama ben yine de tekrar edeyim. Hristiyanlıkta Paskalya'nın öncesinde 40 günlük bir "perhiz" sözkonusudur. İşte Trinidad'lılar, bu perhizin ilk çarşambasını, (bu gün, gavur ellerinde "Ash Wednesday" diye nam salmıştır) Mersin'de geçirmeyi alışkanlık edinmişlerdir. Peki, niye edinmişlerdir? Elbette "cennet" ve "cehennem" mağaralarını gezip görmek için değil. Hacı Özkan özelinde, "tantuni" adlı muhteşem Türk icadını görmek, tatmak ve hatta kutsamak amacıyla gelmektedirler....

"Ash Wednesday"de başlayan bu yoğunluk, Mardi Gras yaklaştıkça doruk noktasına çıkar. Yine eminim ki, hepiniz biliyorsunuz ama ben yine de buraya bir not düşeyim. Mardi Gras Bayramı, yukarda bahsettiğim perhizin son gününe denk gelmekte ve o günün gecesinde kutlamalar yapılmaktadır. İnsanlar, "Perhiz de bitti lan sonunda. Ohh! İstediğim boku yerim." düşüncesiyle hareket edip, türlü afacanlıklar yapmakta, türlü coşkular yaşamaktadır. Bizdeki "Şeker Bayramı"na denk gelen bir aktivitedir. Müslümanlar şekerle beslendikleri için, oruçtan çıkınca bol bol şeker yeme ihtiyacı hissetmektedir. Ama mesela, New Orleans'lı kadınlar incik boncukla; erkekler de kadın göğüsüyle beslendikleri için, New Orleans ahalisi, Mardi Gras bayramında birbirine boncuk verip, göğsünü gösterir....

Hah, işte bu Trinidad'lı arkadaşlarımız da, Tantuni ile beslendikleri için, perhizin bitiminde çılgınca tantuni yemekte, ve perhizin bitişini bu şekilde kutlamaktadırlar. Kutlamaların merkezi elbette Camişerif Sokağı ve Hacı Özkan'ın dükkanıdır. O gece, sokaklarda Mersinliden çok, Trinidadlı görmek mümkündür. Çünkü nasıl Trinidadlılar Mersin'e geliyorsa, Mersinliler de yılın o döneminde Balıkesir'e gidip, "Sındırgı- Yağcıbedir Halı Festivali"ni kutlamaktadır.



Herneyse... Sonuçta sizin de anladığınız üzere tantuni çok önemli bir besin maddesi. Ancak Ankara'da bu mereti hakkını vererek yapabilen bir yer bulamadım. Bunun acısıyla kıvranmaktayım. Duyan, gören, bilen varsa bana haber versin...
 
posted by barone at 2:09 ÖS | Permalink | 0 comments